Перевод: с турецкого на все языки

со всех языков на турецкий

dünyaya getirmek

См. также в других словарях:

  • dünyaya getirmek — doğurmak Hayriye Hanım yedi gün evvel ilk çocuğunu dünyaya getirmiştir. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çocuk dünyaya getirmek — çocuk doğurmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dünya — is., gök b., Ar. dunyā 1) Güneşe yakınlık bakımından üçüncü gezegen, yer, yerküre, yer yuvarı, yer yuvarlağı, acun 2) Dış, çevre, ortam Biz dünyadan ayrı yaşarken dünya epey değişmiş. H. C. Yalçın 3) İnançları bir olan ülke veya insanlar… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çocuk — is., ğu 1) Küçük yaştaki oğlan veya kız Çocuğun bir sütninesi vardı. R. H. Karay 2) Soy bakımından oğul veya kız, evlat Anası olacak bir kadın çocuğu omuzundan yakalamış. B. R. Eyuboğlu 3) Bebeklik ile erginlik arasındaki gelişme döneminde… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çocuklamak — nsz Doğurmak, dünyaya getirmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • doğurmak — nsz, i 1) Yavru dünyaya getirmek, doğum yapmak Bir kadın tarlada doğuruyor, bir kadın hastanede doğuramıyor. S. F. Abasıyanık 2) mec. Ortaya çıkmasına yol açmak, sebep olmak Artık yolun ortasını geçtik ve saçlarımızda aklar akları ve alnımızda… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ikiz doğurmak — 1) ikiz bebek dünyaya getirmek 2) mec. herhangi bir işte çok sıkıntı çekmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • keyfini yapmak — (birinin) her türlü istek ve dileği yerine getirmek Ben dünyaya sanki herkesin keyfini yapmak, herkesin menfaatine hizmet etmek için gelmiştim. H. C. Yalçın …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»